12 Aralık 2008 Cuma

Erkan Topuz uyarıyor!


Prof. Dr. Erkan Topuz, özellikle çocukların beslenmelerine dikkat çekerek, fastfood, organik ürünler, yumurtada dikkat edilmesi gerekenler ve doğru beslenme gibi bir çok konuyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı.

Kanal D’de Esra Ceyhan’ın programına konuk olan İ.Ü. Onkoloji Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Erkan Topuz, yine çok çarpıcı bilgiler verdi. Kanserden korunmak için organik ürünler kullanmak gerektiğinin altını çizen Topuz, özellikle çocukların daha anne karnındayken beslenmesindeki öneme dikkat çekti. Anne ve babadan sağlığının çocukların sağlıklı olmasında büyük rol oynadığını anlatan Prof.Dr. Topuz, "Çocuk anne karnında kansere açık. Yani önce anne baba sağlıklı olacak ki çocuk da sağlıklı gelsin. Bir genin değişmesi seneler ister. Aşağı yukarı 200 senede birdi eskiden. Ancak şimdi tahminen 15-20 senede genetik formumuz değişmekte ve kansere karşı olan direncimiz de tamamen yıkılmakta" diye konuştu. Çocuk doğduktan sonra anne sütü almasının çok önemine dikkat çeken Prof. Dr. Erkan Topuz, bebeğin en az 6 ay emzirilmesi gerektiğini ve dünyadaki en büyük koruyucu maddenin anne sütü olduğunu belirtti. Çocukların doğumdan itibaren anneyi taklit ettiğini vurgulayan Topuz, "Siz eğer benim söylediklerimi evde tatbik ederseniz, çocuk da sizin yiyeceğinize alışacaktır. Çocuklarınızdan eti kesmeyin. Kırmızı kanserli hastalarda, kolon ve meme kanserleri, miğde kanseri gibi pek çok kanserler de riski arttırır. Haftada bir yiyin. Yağsız et olabilir. Kuzu eti, yağsız et olmalı. Haftada 2 kez yemeliler. Çocuklara mutlaka balık terbiyesi verilmeli. Maalesef Türk milleti bazı bölgeler dışında balık kültürü taşımıyor. Çocuklar balıkları sevmez, çünkü anneler de sevmez. Ama çocuklar mutlaka balık yemeli. Ancak dip balık olmamalı. Somon bile olsa içinde bir miktar civa vardır. Bir kişi haftada 1 kilodan fazla tüketmeyin diye uluslararası yapılan bir çalışmada söylenmekte" diye konuştu. Organik gıdalar yenmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Erkan Topuz, ’organik’ olarak adlandırılan ürünlerle ilgili çarpıcı bir bilgi de verdi. Topuz, gerçekten organik olarak yetiştirilen ürünlerin mantarlara ve diğer parazitlere karşı kendilerini koruyan bir hormon salgıladıklarını ancak bu organik olanların tarım ilaçlarıyla ilaçlanması durumunda içindeki koruyucu maddenin yok edildiğini belirtti. Tüketicinin bu durumu anlayabilmesinin zorluğuna değinen Topuz, "Hakki organik gıda eğer dünyada yetiştirilirse, dünyayı şimdiki durumdan en az en az 20-25 kat fazla kalori kurtarıyor. Dünya organiğe dönerse, dünya hiçbir anlamda zarar etmemiş oluyor. Bu sonradan uydurmalar, mantar ilaçları, hormonlar vs. doğrudan doğruya bizi yok etmeye hazırlanmış en büyük düşmanlarımız" dedi. Çocuklara çok fazla fastfood yiyecekler yedirilmesinin kanser riskini arttıracağını vurgulayan Prof.Topuz, haftada ya da 15 günde bir yenilebileceğini ancak haftada 3 kez yedirilmesinin kanser riskini 3 kata çıkarttığı gibi beyin, lösemi ve lemfoma riskini de arttırdığını belirtti. Fastfood yiyeceklerin içine konulduğu naylon ambalajlara dikkat çeken Topuz, Amerika’nın California eyaletinde bunun yasaklandığını ve kağıt değişikliğine gidileceğini söyledi. İçinde teflon bulunan bu ambalajların hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde de kanserojen madde olduğunun kesinleştiğini ve bunun insan bedenine geçerek kansere hazırlık yaptığını anlattı. Yumurta çok önemli ama dikkat!Prof. Dr. Erkan Topuz, ambalajlı gıdalardan kaçınılmasının altını çizerken hem üreticilere hem de tüketicilere şu uyarıyı yaptı: "Yumurta’yı da karton kutular içinde alın. Plastik ile kaplanmış olanlarda kanser riski olabileceğini gösteren yayınlar var. Ben dünyadaki son yayınlardan bahsediyorum. İmalatını yapan firma da lütfen o plastikleri çıkarsın."Yumurtanın beslenmedeki önemini vurgulayan Erkan Topuz, bazı uyarılar yapmayı da ihmal etmedi. Yumurtayı çiftliklerden aldığımız zaman kanserojen madde içinde yine var. Çabuk gelişsinler, çabuk yumurtlasınlar diye tavuklara bazı maddeler veriliyor. Ama besi mühendisliğinden dolayı çok büyük çiftliklerde üretilen ve ihraç edilen yumurtalarımız kaliteli. Ama besin değeri bizim kör tavuktan düşük. Bahçeniz varsa bir kümes kurup tavuğunuzu besleyin. Ama tavuk herşeyi yer. Bunun için dolaylı olarak bu da yumurtaya geçebilir. Geçer demiyorum ama geçebilir. Yumurtadan çok eminseniz çok hafif kaynatıp da yiyebilirseniz, çünkü değeri kalır. Çok az ısıtırsanız içindeki bazı maddeler değer de kazanabilir. Benim yumurtalarım köyden gelir ve ben çiğ yerim. Yumurtanın beyazı kanserden korur. Aynı zamanda tok tutar. Zayıflamak isteyenler için tok tutucu bir besindir."Tuhaf ama gerçek! Erkan Topuz’un yaptığı ilginç açıklama ekran başındaki herkesi çok şaşırttı. Prof. Dr. Erkan Topuz, Amerika’nın Washington kentinde kadınların doğum kontrol haplarının büyük nehre karışması nedeniyle balıklarda cinsel eğilimin değiştiği bilgisini verdi. Topuz, "Erkekler karışmaya başlamış balıklarda bile. O yüzden çoğalma azalmış. Balıklarda huy değişikliği başlamış. O yüzden erkeklerde sperm sayısı azalıyor, kadınlarda da doğum kontrolü azalıyor" dedi. Önemli tavsiyeler Prof. Dr. Erkan Topuz’un önerileri ve tavsiyeleri bunlarla da bitmedi. Topuz, şu önemli açıklamaları da sözlerine ekledi: -Çocuklara bebeklikten itibaren sebze ve meyve terbiyesi verelim. ÇOcuklarımız tombulsa meyva suyu ya da konsantre vermeyin. Meyveları genellikle steril şartlarda kabuklu yemeye çalışın. Pek çok kanserden korunduğunuz gibi, meyva sularında olmayan posalardan aldığınız gıdalar size daha faydalı olacaktır. Çocuklarımıza beş renkten günde bir veya ikişer tane tükettirin mutlaka. -Karadut dünyanın en kıymetli gıdalarından birisidir. Hiç bir böcek ilacı yapılmamıştır kendisine, hiç bir gübre atılmamıştır. Karadut şurubu yapın. Kaynatın, deepfrize’e atın. Kanserli hastalar için de çok büyük şifadır. Ağız yaralarına mani olur, bağışıklık sistemini geliştirir, sindirim sistemini düzeltir, kolon, yumurtalık kanserinden korur, meme kanseri riskini azaltır.-Beyaz şeker kanserojendir aşırı miktarda tüketirseniz. Zaten meyvelerin içinde şeker var. Esmer şeker Amerika’da bile terkediliyor. Kimsenin günahını almayayım ama bunun içine koyu pekmezimsi bazı maddeler, boyalar atılıyor, merdiven altı imalat yapılıyor, kavurup size esmer şeker diye yutturuyorlar. -Tatlandırıcılardan günde yarım yarım olmak kaydıyla 1,5 tatlandırıcı tüketirseniz şekerden çok daha az tatlandırıcı almış olursunuz. -Günde 1 veya 2 çorba kaşığından fazla bal tüketmeyin. Çaya, yeşil çaya bal karıştırabilirsiniz. -Yeşilçayın kanser için çok faydası vardır. Meme, kolon, ağız, boğaz vs kanserlerinden korur. Maalesef bunu da bilmeden cahilce konuşan hocalarımız bile var. ’Siyah çayın modası geçti, satılsın diye yeşil çay tavsiye ediyorlar’ diyorlarmış. Bana hastalarım söyledi. Bugün dünyada ispat edilmiş bir çaydır yeşil çay. Onun dışında siyah çayınızı açık içebilirsiniz. Ama lütfen siyah çayı konsantre içmeyin. -Lütfen ilk çıktığı zaman (Şimdi kayısı, kiraz, böğürtlen, bezelye vs çıkacak) ürünleri yemeyin. Ucuzladığı zaman yiyin. Çünkü piyasaya yetiştirmek için hormonu da inorganik gübreyi de basıyorlar. İlk çıkan doğrudan doğruya bir bomba gibi geliyor. -Çocukları spora özellikle yüzmeye alıştıralım. Bir hobi kazandıralım ki kötü alışkanlıklardan uzaklaştıralım. Resim, dans, müzik gibi herhangi bir faydalı olaya teşvik edelim. Çocukları mutlu yetiştirelim. -Çocuklara küçük yaşta cep telefonu almayalım. Varsa da 30 saniyeden fazla konuşturmayalım veya kulaklık kullandıralım.-Acı biber, arnavut biberi miğde kanserinden korur. Ancak Antep, Urfa gibi yerlerde damda yetiştirilmiş, kurutulmuş biberler aflatoksin denen bir madde ihtiva eder ki karaciğer kanseri yapar. Ne Avrupa ne Amerika bizden biber almaz. Siz biberinizi saksıda yetiştirin, sonra blendar ile çekin ve yemeğinizin üzerine atın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder